Adnan Oktar örgütüne yönelik soruşturmayı FETÖ sonlandırdı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Adnan Oktar suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda, 171'i tutuklu 226 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, örgüte yönelik 2007'de açılan soruşturmanın FETÖ tarafından sonlandırıldığı belirtildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Temmuz 2019 16:19, Son Güncelleme : 30 Temmuz 2019 16:19
Adnan Oktar örgütüne yönelik soruşturmayı FETÖ sonlandırdı

Adnan Oktar suç örgütüne yönelik 171'i tutuklu 226 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, örgüte yönelik benzer suçlara ilişkin 2007 yılında açılan soruşturmanın Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından operasyona dönüştürülmeden sonlandırılmasına ilişkin detaylar yer aldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca Adnan Oktar suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda hazırlanan ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgüte yönelik 2007 yılında açılan soruşturmanın FETÖ tarafından seyrinin değiştirildiği kaydedildi.

İddianamede, örgute yonelik 1999 yılında duzenlenen operasyonda Adnan Oktar ve orgutün ust duzey yoneticileri dahil bazı orgut mensuplarının tutuklandığı anımsatılarak, bu süreçte orgutün faaliyetlerini kapalı bir bicimde devam ettirdiği anlatıldı.

O dönemde tahliyelerin ardından örgütün faaliyetlerine hız kazandırdığı, bir de "hukuk grubu" yapılanması olusturduğu vurgulanan iddianamede, "hukuk grubu"ndaki avukat ve hukuk egitimi almamıs orgut mensupları aracılığıyla ozellikle operasyonu yapan polislere yönelik iskence iddialarına ilişkin davalar açıldığı, bunların beraatle sonuclandığı aktarıldı.

"Hukuk grubu"nun, ana davanın zaman asımına ugraması icin reddihakim talepleri, hakimlere iftira atılarak olusturulan husumetler ve iftira davaları gibi taktiklerle yargı makamlarını kilitlemeye calıstıkları kaydedilen iddianamede, birbirini tekrar eden dilekceler ve suc duyurularıyla dosyanın sisirilerek icinden cıkılmaz bir hal almasını sagladıkları belirtildi.

İddianamede, 2007 yılında yine benzer suclamalarla bir suc orgutu dosyası daha hazırlandığına dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi:

"Ancak sonradan FETÖ mensubu oldukları gerekcesiyle tutuklanan, bir kısmı hukum giyen sahıslar tarafından hazırlanan dosya kapsamında, mustekiler supheli pozisyonuna evrilmis, gizli tanıklarla hazırlanan dosya operasyona donusturulmeden 2013 yılında sonlandırılmıstır.

2008 yılında orgut ust duzey yoneticileri tarafından 'hukuk grubu'nda faaliyet gosteren avukatlara 'Ergenekon sorusturmaları'na katılım icin dilekce sunulması ve donemin Cumhuriyet Savcısı FETO firarisi Zekeriya Oz'den randevu alınması talimatı verilmis, alınan randevu sonrası gorusmeye ust duzey yoneticiler Tarkan Yavaş ve Halil Hilmi Müftüoğlu katılmıstır. Soz konusu toplantı sonrası gunumuzdeki dosyaya benzer suclamanın bulundugu 2007 dosyasının gidisatı yon degistirmis ve operasyona donusturulmeksizin sonlandırılmıstır.

Soz konusu dosyada musteki pozisyonunda bulunan sahısların bilgileri orgut mensuplarına sızdırılmıs, bu sahıslarla ilgili orgut tarafından karalama kampanyaları, iftira davaları acılmıstır. Mustekilerin bircogu orgut mensuplarının yakın akrabaları oldugu halde, orgut ideolojisine ve 'mehdi' olarak gorulen orgut liderine baglılıgın yogun olmasından dolayı akıl almaz suclamalar ve iftiralar dile getirilmistir."

- Örgütün değişimi

İddianamede, orgutun temellerini masonluk karsıtlıgı olarak atan Adnan Oktar'ın mason locaları ile irtibat kurulması yonunde mensuplarına talimat verdiği belirtilerek, "Bunun üzerine örgüt 2008 yılında 'Masonlar ve Tapınak Sövalyeleri' ile temas kurmaya başlamıştır." denildi.

Oktar'ın bu talimatla masonlar ve Yahudilerin dunyadaki nufuzlarını kullanarak guc kazanmaya çalıştığı anlatılan iddianamede, bu amacla orgut mensuplarının soz konusu dini yapılanmalarla irtibat kurmak ve iliskileri gelistirmek icin yurt dısına gonderildiği, devam eden surecte de bahse konu yapıların temsilcileri Türkiye'ye getirilerek iliskilerin gelistirilmeye çalışıldığı ifade edildi.

İddianamede, 2011 yılında orgut propagandası yapmak amacıyla A9 adlı televizyon kanalının kurulduğu, burada dini duyguları agır basan vatandasları etkilemek maksadıyla belgesellerin yayımlandığı, tartısma programlarının duzenlendiği anlatıldı.

Kanalın devam eden surecte orgutün asıl kimligi ve ideolojisi olan ''Turk aile yapısını dejenere etme ve dini tahrif etme" eksenli programlara yoneldiği, canlı yayınlarda dekolte giyip dans eden kadınlarla dini icerikli programlar yapmaya evrildiği aktarılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Bu TV programlarında yurt dısından getirilen baska dinlere mensup sahıslar ağırlanıp, FETO ideolojisi benzeri 'dinler arası diyalog/barıs' ekseninde programlar yapılmıştır. Yahudilik ve masonluk karsıtı kitaplar yayımlayan ve propaganda yapan orgut, gelinen noktada, Israil'in butunlugu, Filistin davasının yanlıslıgı konularını islemeye baslamıstır. Örgut lideri yabancı kisiler tarafından mason locasına kabul edildigini canlı yayında beyan ederek masonluk beratı almıstır. Adnan Oktar, mason ve Yahudilere iyi gorunmek amacıyla Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit'i hain ilan etmis, 'Bu dogrultuda yaptıgı tek iyi isin Israil Devleti'nin kurulmasını saglamasıdır.' gibi acıklamalar yapmıstır."

İddianamede, kanalın, RTUK takibinden kurtulmak için uydu yerine internet uzerinden yayın yapmaya basladığı belirtildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber